CESARETİN VAR MI “AŞK”A ?
"Bir savaşçı için düş demek, gerçek demektir. Düş gücüyle verir kesin kararını ve ona göre davranır." Carlos Castaneda
Kova zaman döngülerinde, Kova Çağı nın şafağına doğru süzülürken, Kova burcu sürecinin bilinci, bizleri; özgün yenilikçi doğası ile özümüzdeki birliğe, kardeşliğe uyanmaya davet ederken, yeniden doğum sürecinde özümüzdeki feminen doğanın enerjisel döngüleri tetiklenmektedir.
Mevcut yeniden doğum döngüsünde, insan varlığının bilincinin gelişimsel doğasını astreoidlerin arketipsel sembolizmi ile daha iyi ve net anlaşılır kılabiliriz.
Bireysel dönüşümün sembolü olan astreoidler Mars ve Jüpiter gezegenleri arasındaki kuşakta yer alarak; bireysel bilincin-kollektif bilinç ile birleşimini simgelemektedirler.
Temel olarak dört asteroid (Vesta-Pallas-Juno-Ceres), öz farkındalık sürecinin doğum aşamalarını özetlemektedirler, daha önceki yazımda dişil enerjinin içe yönelmesini temsil eden, Demetra George’un deyimi ile, “benliğin saflaştırılması, bütünleşmesi ve kişinin kendini bir misyona ya da ideale adaması için kullanılan, benlik şemasına dayalı Ay enerjisi” ni sembolize eden; Vesta astreodini kaleme almıştım, ilgili yazı:
https://vesta77akademi.blogspot.com/2020/04/insanlgn-dogumu-baslad-su-dunyann-dogum.html
Şimdi, içe dönüş sürecinin sonucunda, yeniden hatırlanan belki de keşfedilen öz gücün, yaratıcı bir forma dönüşümünü temsil eden Pallas (Athene) astreodinin doğum haritamızda işaret ettiği, sembollerden bahsetmek istiyorum.
Pallas Athene nin mitolojisine baktığımızda, sıra dışı, özgün formda tezahür eden bir doğum süreci ile karşılaşırız. Efsaneye göre Pallas Athene, nin annesini Zeus (Jüpiter) bir bütün olarak yutar çünkü doğacak çocuğun tüm tanrıların ve insanların hükümdarı olacağı rivayet edilmiştir. Zeus (Jüpiter) un kendi statüsünü korumak amaçlı gerçekleştirdiği bu eylem, pek işlevsel olmaz çünkü Pallas Athene, Zeus (Jüpiter) un başından dünyaya geliverir. Bu mitolojik hikaye, asıl, öz rahmin ‘zihin’ olduğunun, (yaratıcı güç= zihin/düşünce gücü) altını çizebiliyor olabileceğini burada işaret etmek isterim.
Her birimizin doğum haritasında, Pallas Athene bir yaşam alanında sarsılmaz, yenilmez güçlü zihin gücümüzü ışımaktadır. Pallas Athene, Venüs gezegeninin üreme doğasındaki enerjisinin, varoluşsal yaşam gücümüzün (cinsel enerji) zihinsel boyuttaki temsilidir.
Bilgelik ve adalet tanrıçası olarak nitelendirilen Pallas Athene nin doğum haritamızda dokunduğu alan, yaşam serüvenimizi nasıl algıladığımızı, zekamızın niteliğini,yaratıcılığımızı nasıl tezahür ettirdiğimizi, yaşam sanatını nasıl icra ettiğimizi göstermektedir.
BEDEN ZİHNİ, ZİHİN DE RUHU YANSITIR
Yaşamı deneyimlemek bir sanattır, Bu sanatın merkez noktası ‘denge’dir. Zihnsel-fizyolojik-duygusal-tinsel boyutların ahenkli olması/dengede olma hali neticesinde sağlıklı olma halinden bahsedebiliriz. Bu bağlamda sanatın temsilcisi Pallas Athene, eş zamanlı olarak şifa sanatının, zihin-beden dengesini araştıran tüm psikolojik (gestalt terapi- psiko-drama, hipnoz vb.) ve alternatif tıp tekniklerini (homeopati-akupuntur, vb.) simgelemektedir. Ayrıca; “kundalini” gücünü de simgelemektedir dolayısı ile tüm yoga teknikleri ile yakından ilişkilidir.
BİREYSEL HİPNOZUNUZDAN UYANMA VAKTİ!
Baktığı alanda bütünün özünü ve var olanın ardıl planı ile gelecek tezahürünü birleştirme yeteğine sahip Pallas Athene astreodinin bizlere bir mesajı var: “düşüncelerinizin gücünün farkına varın ve kendi hipnozunuzdan uyanın!” diyor. Pallas Athene nın sanatın, estetiğin, uyumun, adaletin simgesi Terazi burcu süreci ile ilişkisi; bizlere özümüzdeki eril-dişil kutuplarını dengeleyerek bu uyanışın gerçekleşebileceğini işaret eder.
Temel zodyakta ilk burç,; varoluşun ilk ışığı Koç burcu sürecidir ve karşısında yedinci evde Terazi burcu süreci yer alır. Koç burcunun yönetici gezegeni Mars ve Terazi burcunun yönetici gezegeni Venüs gezegenidir. Mars; sağlıklı bir ‘ben’ bilincinin var olabilmesi adına hareket/eylem prensibini temsil ederken; Venüs; ‘aşk’ı, ilişkileri, zevkleri’ sembolize etmektedir. Ve bu iki gezegen; Mars ve Venüs birbirleri ile Satürn doğasının ışığında karşıt açı ile ilişki halindedirler. Karşıt açı genellikle stres içeren, kolay olmayan bir ilişki olarak nitelendirilse de öz olarak; ‘harmoni’yi simgeler. Çünkü kendimize ancak bir diğerinin aynasında görebilir ve derinliklerimize ulaşarak yaratıcı bir biçimde öz doğamızı deneyimleyebiliriz. Bu bağlamda iki karşıt güç denge halinde var olabildiğinde yeni birşey üretilebilir, yeni bir sonuç ortaya konabilir nitekim Koç burcu bilinci ‘ben’ ; Terazi burcu bilinci; “ben-sen” bilincinin dengesinden doğan; ‘biz’ bilincini simgelemektedir. Terazi burcu ‘evlilik’ sürecini de simgeler ki yoga üstadları ‘evlilik’ sürecini yoganın en üst formu olarak nitelendirmişlerdir. Nitekim Venüs ‘aşk’ semboliğini de göz önünde bulundurursak; Aşk; Arapça kökenli bir sözcük ve sarmaşık, sarıp sarmalayan anlamına gelen ‘ışık’ kelimesinden türemiştir. Aşk; saf öz gerçekliktir., mutlak bir teslimiyet sürecidir. Aşk sürecinde tutku, arzu, istek, gibi beklentiler mevcut değildir, aşk’a düşen kendi varoluşunun derinliklerinden yeniden doğmayı göze alır, bir halden bambaşka bir halde var olmak, ışığa doğru yürümek de cesaret gerektirir.
Aşk; bilgelik ve cesaretin öz doğasının tezahürüdür. Bu bağlamda Pallas Athene; bizlerin özündeki aşk kıvılcımını tetikleyerek, kendi öz gerçekliğimizi deneyimlemek adına zihinsel tüm formların kontrol yetisini öz irademizi kullanarak uyandırmamıza yardımcı olur.
BENZER BENZERİ İYİLEŞTİRİR…
Şimdi kendi bireysel haritalarınızda yukarıda yer alan glif in(simge) yerini bulun. Bu glifin bulunduğu burç; yaratcı zihinsel yapınızın doğasını, yaşamı algılayış biçiminizi işaret ederken bulunduğu yaşam alanı (ev); zihinsel yapınızın yaratıcı doğasını nerede tezahür ettirdiğinizi işaret etmektedir. Şimdi bir örnek olarak; homeopati nin yaratıcısı Samuel Hahnemann ın doğum haritasında Pallas Athene astreodini yorumlayalım:
Aslen bir tıp doktoru olan ancak tedavinin kişiye özel ve özgün bütüncül yaklaşım ile
olması gerektiğini savunarak doktorluk mesleğini bırakan, ve bir alternatif şifa yöntemi olan ‘homeopati’nin yaratan, Samuel Hahnemann’ın doğum haritasına baktığımızda; fiziksel bedeni, toprağı, verimliliği, güveni, doğa anayı, potansiyel enerjiyi sembolize eden Boğa burcu sürecinin 29. derecesindeki (Mars gezegeni kısmi asaletinde) Pallas Athene astreodinin sağlığımızı, çalışma koşullarımızı, sunduğumuz hizmeti sembolize den altıncı evde yer aldığını görüyoruz. Boğa burcunun yönetici gezegeni Venüs ise gizemli derinliklerin, sınırsızlığın, evrensel sevginin, şifanın, akışta var olmanın, adanmışlığın, mutlak teslimiyetin coğrafyasını simgeleyen Balık burcu sürecinde kendi kısmi asalet derecesinde yer aldığını görmekteyiz. Mars kısmi asaletinde bulunan Pallas Athene astreoidi, Oğlak burcu sürecindeki Satürn ile üçgen açı ilişkisinde ve eş zamanlı olarak Koç burcu sürecinde Jüpiter kısmi asalet derecesinde yer alan Merkür ile yaklaşan bir sekstil açısı ile bağ kurmakta olduğunu görüyoruz. Şimdi bu sembolleri yorumlayalım:
Bir doğum haritasında Boğa burcunun bulunduğu alan bizim çiçeklerle donattığımız güzel bahçemizdir. Bu alanda, kendimizi güvende hissetmek ve zenginleşmeyi arzularız. Boğa burcunda bulunan gezegenlerin fonksiyonları yavaşlar ve pratik hedeflere somut, tatmin edici sonuçlar yaratmaya yönelir.
Hermetik astroloji literatürüne göre 29 . derece çok önemlidir, çünkü ‘bilinen herşeyin sonuna gelmeyi’ ifade etmektedir. O burcun doğasının ışıdığı herşeyin bilgisinin bilinç düzeyinde açılması olarak da düşünülebilir.
Boğa burcu sürecindeki Pallas Athene; fiziksel-madde dünyasının doğası ile kuvvetli bir bağı ifade ederken, iyileştime şifa sanatının uygulama alanının doğa olduğunu işaret etmetedir. Hem de ne tesadüf ki; altıncı evde ‘sağlık’ ı simgeleyen yaşam alanında yer alıyor. Homeopati bu kadar güzel özetlenebilir miydi? Ve ayrıca altıncı evde yer alan Pallas-Athene; bazı sistemleri zihinsel oalrak bütünleştirerek mükemmel olanı yaratmayı da simgelemektedir bu bağlamda, Hahnemann ın tıp alanında kullanılan teknikleri nasıl yetersiz gördüğünü de haritasında görmüş oluyoruz.
Pallas Athene nin dispozitörü (yönetici gezegeni) Venüs’ün; bilincin aşkın doğasını eş zamanlı olarak şifanın sembolü Balık burcunda herşeyin başlangıcını ve bitişini simgeleyen dördüncü evde yer alması, Samuel Hahnemann ın ‘benzer benzeri iyileştirir’ ilkesinin bir özetini sunuyor. Balık burcu organik tabiatı ile insanlığı da sembolize eder, dördüncü ev; köklerimizdir, toğrağı da simgeler. Topraktan doğan yeniden toprağa giderek dönüşecektir. Ayrıca Mars ile Venüz gezegenin birleşimi; güzelliğin feth edici sonsuz doğasını da anlatmaktadır. Mars ise Uranüs ile birleşerek biricikliğin, özgünlüğün doğasının feth etme kudretini ifade ediyor.
Pallas-Athene nin; Satürn gezegeni ile olan Jüpiter doğasındaki üçgen açı ilişkisi ise; Samuel Hahnemann ın yaratıcı özgün fikirlerini gerçeği görme zemininden köklenerek, sistematik ve sağlam bir biçimde tezahür ettirebilme gücüne işaret ediyor. Ayrıca öz değerine uygun olmayan her türlü olguya güçlü bir hayır diyebilme, eş zamanlı olarak kendi özgün doğasının değerlerini yoğunlaşarak ortaya çıkarabilme kapasitesine işaret etmektedir.
Merkür ün Pallas Athene ile yaklaşan bir sekstil (Venüs doğası) açı ilişkisi ise; özgün zekasını kolaylıkla yaratıcı bir biçimde form kazandırabildiğini işaret etmektedir.
Ayrıca Pallas Athene astreoidi, bir doğum haritasında toplum önünde yer almak istediğimiz konum olam ‘MC’ noktasını da simgelemektedir. Hahnemann ın doğum haritasında MC noktasının Terazi burcu sürecinde ve toplumu simgeleyen, umutların evi olan aynı zamanda Helenistik astroloji literatürüne göre; şifanın, iyiliğin evi olan 11. evde konumlanıyor olması sanırım Samuel Hahnemann ın nasıl bir ‘aşk’ a düşerek uyandığının en somut göstergesi oluyor, ne dersiniz?
Sizin doğum haritanızda Pallas Athene, size nasıl ve hangi alanda iyileşmeye/kendi özünüze uyanmaya başka bir deyim ile: ‘aşk’a davet ediyor, ve sizin bu aşk'ı deneyimlemeye cesaretiniz var mı?
IŞIK OLSUN!
Yorumlar
Yorum Gönder